Ulu Önderimiz, Büyük Kurtarıcımız Mustafa Kemal Atütürk, bir kurtuluş destanının en büyük kahramanı olarak sadece tarih sayfalarının derinliklerinden daha ziyade ulusumuzun usunda ve yüreğinde sevgiyle kazınmış bir devlet büyüğünüzdür. Bu sevgiyle O’nu bugün ölümünün 84. yıldönümünde sevgiyle, hasretle, minnetle ve rahmetle anıyoruz. Atatürk’e olan saygımız ve sevgimizle, ilkelerine bağlılığımız; Dünya varoldukça devam edecektir. O’nun, Vatanı ve Ulusumuz adına yaptıklarını gelecek nesillerimize en iyi şekilde anlatarak öğretip aktarmalıyız. Anlatmalıyız ki; Çok büyük zorluklar ve fedakarlıklarla kazanılan Kurtuluş Savaşı’nın ve kurulan Cumhuriyet’in değeri daha iyi anlaşılsın. Atatürk’ü anlamak, O’nun fikirlerini çok iyi bilerek tatbik etmekten geçer. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurulması bir devrin destanının yeniden yazılmasıdır. Dört bir yanı işgal altındaki yurdumuzun, bağımsızlık ateşi hiç bir zaman sönmeyen Türk milletine önderlik yapan Atatürk, milletimizin esaret altında yaşamasının aklının ucundan bile geçirmeden tarih sayfalarındaki, inancın zafere dönüştüğü, en büyük bağımsızlık savaşının mimarı olmayı başarmış ve haketmiştir. Atatürk’ü anlamak O’nu ve devrimlerini çok iyi bilmek ve uygulamaktan geçer. Zor koşullarda kurulan Cumhuriyetin anlamını çok iyi bilmeliyiz ki değerini bilip Cumhuriyete daha çok sahip çıkıp koruyabilelim. O’nun, halkını ülke yönetiminin tek sahibi yapması, ülkenin öz kaynaklarını milletin hizmetine vermesi, O’nun diktatörlükten uzak, vatan ve millet sevdalısı bir lider olarak ülkemize ve ulusumuza kazandırmıştır. Kendisini Türk Milletinin bağımsızlık mücadelesine adayan Atütürk, hiç bir zaman şahsi menfeatini düşünmemiş, sadece milletin menfeatleri doğrultusunda hareket etmeyi tek yol olarak görmüştür. 1938 yılından beri, her 10 Kasım, Atamız’ı kaybetmenin verdiği büyük hüznün yanında, O’nu daha iyi anlamanın gereğinin ortaya konulması gereken bir gün olarak da değerlendirilmelidir. O’nun hayatını, ilkelerini ve yapmamızı istediklerini, bilimsel olarak ortaya koymak, uygulamak, bizlerin asıl görevi olmalıdır. Atatürk devrimleri günümüzde bir çok ülkede örnek alınarak ilke edinilmiştir. Bağımsızlığını tam olarak kazanamamış bir çok ülkeye Atatürk devrimleri ve ilkeleriyle ilham kaynağı ve rehber olmaya devam etmektedir. Bütün bunlar, Atatürk’ün evrensel bir dünya görüşünün mimarı olduğunu göstermektedir. Bizler her 10 Kasımı; Bıraktığı eserlerin izinde, ülkeyi daha da ileriye götürebilmek adına neler yapılabileceğinin ortaya konulması gereken bir gün olarak görmeliyiz. 10 Kasımı, Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti’ni bizlere emanet ettiği bir gün olarak düşünmek sanırım doğru bir yaklaşım olarak kabul görecektir. 10 Kasım günü, Atatürk gençliğine yakışır, ülkemizi ileriye göteribelcek her türlü proje ve çalışmaların yapıldığı, ortaya konulduğu ve desteklendiği bir etkinliğin geleneksel hale getirilmesi Atatürk’ü daha da huzurlu kılacaktır. Atatürk’ü her 10 Kasımda daha iyi anlamak ve anlatmak hepimizin görevi olsun ki; Bizden sonraki nesillerimiz onu daha iyi anlasın. Şehitlerimizin kanlarıyla sulanmış bu aziz vatanın Cumhuriyetinin nasıl ayakta kaldığını öğrenip, bayrağına ve vatanına daha çok sahip çıksın. Her türlü iç ve dış düşmanlara karşı uyanık ve hazırlıklı olabilsin. Atam, seni sevgiyle, hasretle, rahmetle anıyoruz. Bize emanet etteğin Cumhuriyete ilelebet sahip çıkacağız. Ruhun şadolsun, rahat uyu!.. |
Yorum Yapın