Hatay’ın İskenderun ilçesinde SGK’da yıllarca uzman göz dostoru olarak hizmet veren ve İskenderunlu’ların sevgisiyle takdirini kazanan Opr. Dr. Ömer Çakmakçı (Edebiyat alanında ‘Ömer Civano Çakmaçı’ adıyla anılan)’nın ‘Destan A Devran’ adlı şiir kitabı yayınlandı.
Mezopotamia ve Aatolia’nın antik hikayesini destansı şiirle anlatılan kitap içeriği için Ömer Civano Çakmakçı şöyle diyor:
Sümerler’den önceki bir zaman kesitinden başlayarak; Anadolu ve Meopotomya’da yaşayan, Guti, Hurri, Luwi, Hitit ve diğer hakların antik hikayesini, ölümsüz/nemir bir çobanın anlatımlarıyla ve bir destan lezzetinde sunmaktadır. Ayrıca bu coğrafyaları, doğundan ve batıdan işgal eden, çeşitli egemenlikler kuran irili ufaklı tüm devletlere ve kavimlere de bu destanda yer verilmiştir.
Reel Tarih’e büyük ölçüde sadık kalınarak kaleme alınan bu yapıt; sonuna eklenen kaynakça ve bilgiler dolayısıyla genç kuşaklara, küçük ölçekte bir tarih ve coğrafya başvuru kitabı olma iddiasındadır. Yaşadığımız bu soğrafyada Mezopotomya, Anadolu ve y akın coğrafyaların tarihini ve uygarlığını bilmeden, kavramadan, Dünyayı anlamak mümkün değildir.
Ömer İvano Çakmakçı, o kadim dönemlerin yaşayan mirasçısı olan Kürtlerin, Yaralı coğrafyasını, Yadsınan Tarihini ve Bitmeyen Destanının yazmaktadır aynı zamanda. Şiir tadında ve birdestan yolculuğunda, tarihin antik kulvarlarında ve kadim bir coğrafyanın sonsuzluğunda okuyucuyu gezdirmektedir.
Opr. Dr. Ömer Civano Çakmakçı, İskenderun’daki SSK Hastanesinde uzun yıllar görev yaptıktan sonra, Ankara Ulucanlar Göz Hastanesi Başhekimliği, SSK Genel Müdürlüğü’de SSK Genel Müdür Yardımcılığı, Sosyal Sigortalar Kurumu‘da Genel Müdür Yardımcılığı görevlerinde bulundu.
Hatay ve özellikle de İskenderun için özel ilgisi ve sevgisi bulunan Çakmakçı, emekli olduktan sonra ailesiyle birlikte Ankara’da yaşıyor.
ÇAKMAKÇI’NIN BAZI ŞİİRLERİNDEN
SEN DOĞARKEN /
Devrilen ağaçların figanına
Sen doğarken Civan’ım /
Bir kuş inliyordu kuzey ormanlarında
Yaprağın nemini emerken çöl rüzgarları
Kelebekler, arılar ve solucanlar bir bir düşerken
kanlı toprağa
kardelen, çiğdem, zambak ve cümle çiçekler,
tutarken matem
Baltası elinde bir adam gülüyordu
Biliyorum /
İşte sen, o yüzden doğarken ağlıyordun…
Sen doğarken Civan’ ım /
Gezi Parkı ‘nda ağıt,
Erciş bağları ‘nda hoyratlar dem tutuyordu
duyarsızlık kol geziyordu resmi adreslerde
zaptedilmiş ırmaklarda çay filizleri boğulurken
HES mahpushanesinde
Bir balık, yavrusunu arıyordu
Sevinçler tüketilirken tüm ekosistemde
Hissiz bir adamın ağzından küfürlü salyalar akıyordu
Biliyorum /
İşte sen, o yüzden doğarken ağlıyordun…
Sen doğarken Civan’ ım /
Sömürgeciler çoktan kanatmıştı Ortadoğu’yu
Kafkasya’da halkların kardeşliğine kefen biçiliyordu
Rojava’da bir bedevi kanatıyordu eski yaralarımı
Ve Yaralı Coğrafya’mın gözden ırak ırmaklarında
Kan akıyordu
Boğazlanıyordu kadınlar ve çocuklar
Ve ölürken bir çocuk haykırıyordu:
– bu yaptıklarınızı Allah’a anlatacağım !
Muhammed ehli bir adam
kıbleye dönmüş, hançerini biliyordu
Biliyorum /
İşte sen, o yüzden doğarken ağlıyordun…
Sen doğarken Civan’ ım /
Güneşler doğuyordu
Dünya meydanlarında
Omuz omuza
El ele yürüyordu
Genç ağabeylerin ve ablaların
Halka halka halaylarda
Ve çok sesli, çok renkli şarkılarda
Yürekleriyle dokunarak yaşama /
çoğalarak yürüyorlardı
Emeğin ve bilginin yoldaşları onlar
Eşitlik, özgürlük, barış ve evrensel paylaşım için
Yaşanılabilir bir Dünya uğruna
Yeni bir yaşamın, en taze habercileri…
Biliyor musun/
İşte ben o yüzden, sen doğarken gülüyordum…
ÖMER CİVANO ÇAKMAKÇI
ŞİFRE/
Yasak adlarda saklı
Yârimin, halkımın ve yurdumun şifresi
Gen atlaslarında /
boy boy boylamlarında coğrafyaların
bir ırmağın / yaprağı okşayan su damlasında
Tufanların burgaçlarında
yusufcuk kuşunun en kuytu avazında
Sîn-Lêqi-Unnini ‘nin tabletlerinde
Huwawa’nın yedi çıngısında / yedi yankısında
meşeliklerinde zozanların
Amanos’un sedirlerinde
Efrin’ nin zeytinliklerinde
Nevruzların / çiğdemlerin bulutları öptüğü düzlemlerde
ya da bir yanardağın suskunluğunda gizli
yakılmış kitapların arka sayfasında
kervanlarında talancıların
kalıntılarında / surları yıkılmış derbentlerin
Til’ lerin / qot’ ların / tümülüslerin gizemlerinde
nahit oymaların kıvrımlarında / Mardin ve Urfa konaklarının
Meher Kapı yazıtında Haldi’ nin / Urartu freskolarında
bakır kazanlarında Hurriler’in
düğümlerinde Mittani kilimlerinin
telkari gümüş hızmalarda
eski resimlerde
Toponomiler’inde bu coğrafyanın
menedilmiş / kadim şarkılarda
notaların eslerinde saklı
ve bu yaralı destanımın dizelerinde
Onomastik ağrılarda
tüm zamanları harmanlamış
Ongun bilinçlerde / Ciwan yüreklerde
gezgin kalbimin / mülteci ömrümün
şu ölümsüz bedenimin /
isyanına sinmiş
dengbêjvari söylemlerinde
Beni bu devrana destan yaptılar
Ey sevgili Lilân
ÖMER CİVANO ÇAKMAKÇI / DESTAN A DEVRAN
– Mezopotamia ve Anatolia’nın Antik Hikayesi
KİTAP EDİNME ADRESİ
https://www.soncagyayincilik.com.tr/urun/destan-a-devran-mezopotamia-ve-anatolianin-antik-hikayesi