Hazine ve Maliye Bakanı Nebati, göreve geldiğinde ekonominin geleceğini ve nasıl düzeleceğini bilimsellik ve ekonomik göstergeler yerine gülerek gözlerindeki ışıltıyla göstermeye çalışmıştı.
Tabi ki Bakan Nebati’nin dediği gibi olacaktı. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Hesap aslında anlaşılır ve basitti ; Havalar ısınacak. Tarla ürünleri çıkacak. Sebze meyve bollaşıp ucuzlayacak.
Ülke turist kaynayacak ve döviz gelecekti. Bu hesapla gözlerdeki ışıltıyla işin tereyağından kıl çeker gibi çekilip hallolacağı hesaplanıyordu. Ve herşey düzelecek ve herkes mutlu mesut olacaktı.
Tabi ki ilimden, bilimden, ekonomik verilerden, ülke ekonomisi ve dünya ekonomisi gerçeğinden uzak hiçbir dayanağı olmayan hesap ve ifadelerle ancak bu kadar oluyormuş.
Yani gözlerdeki ışıltı önüne geleni yakıp, yıkıp, yok eden ejderhanın ağzından fışkıran ateşe döndü. Yaktı kavurdu.
Yaz yüzünü gösterdi, tarla ürünleri hasat edildi ama sebze meyve fiyatları bir türlü ucuzlamadı. Zaten bu ülkede bi kere fiyatı çıkan ne zaman bi daha geri düştü ki?
Uyrayna-Rusya savaşı patlak verince bu ülkelerden gelecek turistlerde çok sınırlı sayıya düşünce tahminler tutmadı ve ışıltı karartıya dönüştü.
Sonra herşeyin zıvanadan çıkartan doların önlenemeyen yükselişi Kur Garantili Mevduatla önlenecekti ama olmadı. Bir süreliğine durdurulsa da her kötülğün babası dolar yine aldı başını gidiyor. Nerde duracağı da belli olmayan şekilde.
Dövizin yükselişi, fiyatların sürekli zamlanması önlenemedi. Bırakın ucuzlamasını artışın hızı yavaşlatılamadı bile.
Giderler yükseldikçe yükseldi. Ama gelirler yerinde saydı.
Üstüne bir de konut kira krizi patlayınca, koskoca bir kriz topunu kucağında bulan vatandaş çaresizlik içinde sorunlarına bir çare olacak yetkili arıyor.
Şimdi söyleyin bakalım; Işıltının ateş topuna
Gülermisin? Ağlarmısın?
Bahri POLAT