Çanakkale Zaferi, 18 Mart 1915’te dünyanın en büyük donanmalarından birinin durdurulduğu ve Türk tarihine altın harflerle yazılan bir zaferin destanıdır.
Çanakkale Boğazı’nı geçerek Türkiye’yi kuşatmak isteyen düşmanlara ağır kayıplar veredirerek püskürten Anafartalar Grup Komutanı Mustafa Kemal’in komutasındaki kahraman askerlerimizin bağımsızlık uğruna, yurt topraklarımızı koruma kararlılığında gözlerini kırpmadan canlarınıı vererek kahramanlıklarını dünyaya kanıtladığı gündür.
Bu kahramanlık destanı yazmak öyle kolay olmamıştır.
Vatan savunmasında şehit düşen 300 bin kahraman askerimiz canına malolmuştur.
Tarihte benzeri görülmemiş bedele malolan Çanakkale savaşları 1.Dünya savaşı içinde ayrı olma özellğinin yanısıra, dünya tarihinin seyrini değiştiren, yaşama hakkına onuruyla ulaşan bir milletin top yekün bir kahramanlık destanı olmuştur.
Yeni nesillere bu ülkenin her karış toprağının nasıl kazanılarak korunduğunu ve ne güçlüklerle Cumhuriyete kavuşulduğunun önemi iyi anlatılıp iyi öğretilmeli. Bu bilinci aşılayararak, atalarını tanıyan, onlarla gurur duyan ve geleceğe güvenle bakan, cumhuriyetine sahip çıkan azimli, kararlı gençler yetiştirmek zorundayız.
Unutmamalıyız ki; Bu cennet vatan bize, şehitlerimizin emanet ettiği kutsal emanettir. Bu emanet yurdu sonuna kadar koruyabilmemiz için birlik ve beraberlik duygusuyla kenetlenerek çalışıp milletimizi, ulu önder Atatürk’ün işaret ettiği çağdaş medeniyetler seviyesine çıkarmalıyız.
Bu gün bu Zaferi’n 100. yıldönümünü kutlamanın sevinç ve gururunu yaşarken burada vatan uğruna canlarını feda eden şehitlerimizi de rahmet ve minnetle anıyorum.
Çanakkale Zaferi ve bu zaferi canlarıyla kahramanlık destanına dönüştüren şehitlerimiz için ne söylesek azdır.
Ancak İstiklal Marşımızın şairi Mehmet Akif ERSOY, şu dizelerinin üstüne söylenecek şey olacağını sanmıyorum.
“Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin
Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer,
O ne müthiş tipidir, savrulur enkazı beşer.
Boşanır sırtlara, vadilere, sağnak sağnak.
Kafa göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el ayak
Vurulup, tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilal uğruna yarap ne güneşler batıyor.
Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker
Gökten ecdat inerek öpse o pak alnı değer.
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
Gömelim gel seni tarihe desem sığmazsın.”
Hayatları pahasına yurdumuzu düşman işgalinden kurtararak dünya coğrafyası ve düzeninin seyrini değiştiren, kahramanlıklarıyla destan yazan şehitlerimizin fedakarlıklarını minnet ve rahemetle anıyorum.