Son zamanlardaki ülkemizin yoksullukla ilgili tablosu çok çarpıcı. Elde edilen son verilere göre ülkemizde;
5,5 Milyon kişi 2 bin liraya kadar olan elektirik faturasını ödeyemeyerek icaralık olmuş.
16 Bin 500 aile bakımsız oturalamaycak evlerde barınıyorlar.
10 Bin 500 aile çocuğuna bakamıyor.
2 Milyon 400 bin aile karanlıkta oturuyor.
330 Bin 800 aile ısınamadığı için üşüyor.
Yani 85 milyonluk ülke nüfusunun 8 milyon 257 bin 800’ü yani onda biri sefalet ve yoklukla içinde yaşıyor.
Buna yaşamak denirse…
Özetle ülkenin onda biri, elektirik faturasını ödeyemeyen, insanca yaşayacağı barınacak bir evi olmayan, olsa da karanlıkta, ısınamadan üşüyerek oturan ve çocuğuna bakamayandan oluşuyor.
Demokrasilerde Sosyal Devlet olmanın gerekliliği ve sorumluluğunda vatandaşlar bu gibi sıkıntılı duruma düşmemeleri gerekiyor.
Devlet Baba, şimdi bu insanların bu hale nasıl geldiğiyle değil, ödeyemedikleri elektirik, doğal gaz ve su gibi borçları yüzünden icralık olanların borçlarının 2 bin liralık kısmını ödeyeceğini övünerek açıklıyor.
Hem de görev değil, lütuf gibi!..
Sanki 2 binliralık ödemeyle herşey hallolacakmış gibi!..
2 Bini ödedin ya gerisi..?
Üretmek, iş yapmak, işyeri ayakta tutmak, iş bulmak, işini koruyabilmek, çocuk bakmak, öğrenci olmak, okuyabilmek, barınacak yurt bulabilmek, ekmek-biçmek, işçi olmak, memur olmak, çiftçi olmak, köylü olmak, esnaf olmak, iş adamı olmak, öğrenci olmak, öğretmen olmak kısacası vatandaş olmak,
ve yaşayabilmek…!
Hepsi kötü idareyle yaşamın zorlaştığı, hatta adeta imkansızlaştığı günümüzde hala; Sabır ve şükür tavsiyeleriyle yönetilmeye çalışılıyoruz.
Ağlanacak halimize güler hale getirildik.
Yani bittik, tükendik.
Ne diyelim!..
Allah, halkı bu hale getirenleri bildiği gibi yapsın…
Böyle bir idareyi alkışla destekleyenlere de akıl fikir versin.