İKLİM ADALETİ KOALİSYONU TARAFINDAN DEPREM FELAKETİNİN YAŞANDIĞI İLLERDEKİ YASA DIŞI MOLOZ DÖKÜMÜNE KARŞI SUÇ DUYURUSUNDA BULUNARAK İNSAN SAĞLIĞINI VE DOĞAYI DÜŞÜNEN HERKESİN DE BİREYSEL OLARAK SUÇ DUYURUSUNDA BULUNMALARI İSTENDİ.
ÇHD, İklim Adaleti Koalisyonu, Samandağ Dayanışma Gruplarıyla birlikte hazırlanarak Hatay Cumhuriyet Savcılığına verilmek üzere, ÇHD tarafından hazırlanan suç duyurusu dilekçesi ile İstanbul Çağlayan Adliyesine toplu suç duyurusunda bulundular.
12 Mayıs 2023 Cuma günü saat 11,00’de İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde bir araya gelen İklim Adaleti Koalisyonu üyeleri hazırladıkları dilekçelerle suç duyurusunu Cumhuriyet Savcılıklarına yaptılar.
SUÇ DUYURUSU DEPREM YAŞANAN İLLERDEKİ TÜM YETKİLİLERİNİ KAPSIYOR
İklim Adaleti Koalisyonu tarafından 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen 11 ildeki büyük felaketin ardından yıkılan binaların molozlarının yasa dışı dökülmesinin durdurulması isteyerek bu yasal olmayan moloz dökümünü gerçekleştirien tüm illerdeki ilgili belediye başkanlarıyla tüm ilgili ve yetkililer hakkında toplu suç duyurusunda bulundular.
DAHA ÖNCE HATAY’DA DA SUÇ DUYURUSU YAPILMIŞTI
Hatay’da ÇHD bir suç duyurusu hazırladı ve nisan ayında Hatay Adliyesine verdi. Ardından bu dilekçeyi bireysel suç duyurusu haline getirip mayıs başında Antakya ve Samandag’da iklim aktivistlerinden verenler oldu. Aynı dilekçe deprem bölgelerindeki illerin moloz döküm sahalarını ve ilgili il,ilçelerin koordinatör valilerini, belediye başkanlarını ekleyip, tüm deprem bölgesi için kapsayıcı duruma getitildi.
Konuyla ilgili şu bilgilendirmede bulunularak suç duyurusu için destek olanların dilekçe örneğini doldurarak adliye bulunmaları istenerek şöyle denildi: Bu sesi yükseltmek için, sağlıklı bir çevrede yaşam hakkımızı güvence altına alan Anayasamızın 56. maddesinin vatandaslara verdigi gorevimizi yerine getirmek için, cuma sabah 11’de Çağlayan Adliyesi’nde deprem yıkıntılarının, molozlarin yasalara ve yönetmeliklere uygun bir şekilde kaldirilmamasindan sorumlu olan yetkililer hakkında suç duyurusunda bulunacagiz. Sayımız arttığı oranda yetkilileri harekete geçirme gücümüz artar. Sizleri de bekleriz.
DOĞA KATLİAMINA İNSAN SAĞLIĞI İÇİN YARATILAN TEHLİKEYE Gelişigüzel moloz dökümüyle insan sağlığının tehlikeye atılmasına ve doğanın fütursuzca kirletilmesine karşı olan herkesin hazırlanan örnek dilekçeyi doldurarak bireysel olarak buludukları yerin Cumhuriyet Savcılıklarına başvuruda bulunarak suç duyurusunda bulunarak destek verilmesi istendi.
Suç duyurusunda bulunmak isteyerler için hazırlanan dilekçe örneği şöyle;
CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA
MOLOZ DÖKÜMÜNÜN HEMEN DURDURULMASI TALEBİ VARDIR
ŞİKAYETÇİ :
ŞÜPHELİLER :
1- Ali Fuat Atik – Hatay Koordinatör Valisi
2- Lütfü Savaş – Hatay Belediye Başkanı
3- Hüseyin Engin Sarıibrahim – Samandağ Koordinatör Valisi
4- Refik Eryılmaz – Samandağ Belediye Başkanı
5- Fatma Şahin – Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı
6- Osman Bilgin – Nurdağı Koordinatör Valisi
7- Yakup Bahar – Nurdağı Belediye Başkanı
8- Avni Çakır – İslahiye Koordinatör Valisi
9- Kemal Vural – İslahiye Belediye Başkanı
10- Aydın Baruş – Kahramanmaraş Koordinatör Valisi
11- Hayrettin Güngör – Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı
12- Bülent Tekbıyıkoğlu – Pazarcık Koordinatör Valisi
13- İbrahim Yılmazcan – Pazarcık Belediye Başkanı
14- Kemal Kızılkaya – Elbistan Koordinatör Valisi
15- Mehmet Gürbüz – Elbistan Belediye Başkanı
16- Gökmen Çiçek – Adıyaman Koordinatör Valisi
17- Süleyman Kılınç – Adıyaman Belediye Başkanı
18- Türker Öksüz – Malatya Koordinatör Valisi
19- Selahattin Gürkan – Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı
20- Mehmet Kılıç – Doğanşehir Kaymakamı
21- Durali Zelyurt – Doğanşehir Belediye Başkanı
22- Ümit Fırat Böçkün – Akçadağ Kaymakamı
23- Ali Kazgan – Akçadağ Belediye Başkanı
24- Murat Kurum – Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı
25- Mehmet Emin Birpınar – Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan
Yardımcısı
26- Fatma Varank – Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı
27- Mücahit Demirtaş – Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı
28- Hakan Suver – Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı
29- Vedat Bilgin – Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı,
30- Muhittin Bilge – Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı ve
Güvenliği Genel Müdürü
31- Tespit edilecek diğer şüpheliler
TESPİT EDİLEN SUÇLAR : TCK 181-182-183, 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanuna muhalefet vs
KONU : Yukarıda sayılan suçlar ile savcılıkça resen tespit edilecek suçlar için, soruşturma başlangıcı ile birlikte, icra hareketleri devam eden suçların ivedilikle engellenmesi, ENKAZ KALDIRMA ÇALIŞMALARININ VE MOLOZ DÖKÜMÜNÜN HEMEN DURDURULMASI soruşturma sonucu, sayılan şüpheliler ile tespit edilecek başka sorumluların cezalandırılması taleplerimizdir.
AÇIKLAMALAR :
- 06/02/2023 tarihinde başta Gaziantep, Adıyaman, Kahramanmaraş, Şanlıurfa,
Hatay, Kilis, Osmaniye, Malatya, Adana, Mersin ve Diyarbakır olmak üzere tüm
bölgeyi etkileyen 7.7 ve 7.6 şiddetinde meydana gelen depremler ve
20/02/2023’te Hatay’da 6.4 şiddetinde meydana gelen depremde binlerce can
kaybı yaşanmış ve yüzbinlerce binanın yıkılmıştır. Sonrasında gördüğümüz
üzere deprem yalnız insanlara değil tüm doğaya da zarar vermiştir. Halihazırda deprem sonrasında bir çevre felaketi yaşanmaktadır. Depremin üzerinden geçen
2 aydan sonra artık deprem bölgesinde enkaz kaldırma çalışmalarına
başlanmıştır. Elbette enkazlar kaldırılmalı, depremden zarar gören vatandaşlar
bir an önce sağlıklı yaşayabilecekleri konutlara yerleştirilmelidir, ancak ortaya
çıkan yüzbinlerce, milyonlarca ton enkazın nereye döküleceği çok büyük bir
problem olmuştur.
- Bilindiği gibi inşaat atıkları sıradan çöpler değildir. Deprem sonucu oluşan
inşaat ve yıkım atığı; içerisindeki asbestli malzemeler, çeşitli tehlikeli atıklar ve
kontamine olmuş evsel atıklar, insan ve evcil hayvan cesetleri olduğu
düşünüldüğünde deprem sonucu ortaya çıkan molozların kirletici ve zehirleyici
özelliği çok fazladır.
- Deprem sonrası, binaların yıkılması veya enkaz kaldırma, taşıma ve stoklama
sırasında meydana gelen yoğun asbest ve kimyasal tozların yayılması ile karşı
karşıya kalınmıştır. Asbest, ısıya, aşınmaya, kimyasal maddelere oldukça
dayanıklı, yapısal özellikleri açısından esnek, lifsi yapıda bir mineraldir.
Solunması sağlığa zararlıdır, kanserojen bir maddedir. Asbest lifleri
akciğerlerde uzun süre kalabilir ve mezotelyoma (akciğer zarı kanseri), asbestoz
(akciğerlerde asbest birikimi) gibi hastalıklara sebep olur. Bu hastalıklar tedavisi
olmayan öldürücü hastalıklardır. Dünya Sağlık Örgütü “Kanserojen Maddeler”
listesinde asbesti Grup IA kanserojen olarak tanımlanmıştır. Aynı şekilde, temel
yapı malzemesi olan kumda ve yine yapı malzemelerinden kuvars ve granitte
büyük oranda bulunan silis tozu da binaların yıkılması ile ortaya çıkan ve
solunum yoluyla vücuda girip “silikozis” denilen akciğer rahatsızlığına neden
olabilen bir maddedir. Dolayısıyla, depremle yıkılan binalarla ortaya çıkan bu
atıkların geçici/kalıcı olarak depolanacağı alanın yer seçimi de zemin özellikleri
de çok önemlidir.
- İnşaat enkazını da kapsayan bu tür atıkların depolanmasının 26.03.2010 tarih ve
27533 sayılı R.G.’de yayınlanan Atıkların Düzenli Depolanmasına Dair
Yönetmelik hükümlerine göre yapılması gerekmektedir. Aksi takdirde yağmur
suları ile birlikte deprem enkazlarının içerisindeki, kirleticiler ve zehirli atıklar,
toprağı ve yeraltı sularını kirleterek kullanılmaz hale getirecektir, çevrede
giderilmesi mümkün olmayan hasara yol açacaktır. Deprem molozları asbest
içermektedir ve yıkım döküm işleri sırasında lifsi yapıdaki solunabilir asbest
tozları yıkım sırasında çevreye yayılmakta, havaya karışmaktadır. Yapıların
yıkılması, arama-kurtarma çalışmaları ve yıkıntıların kaldırılması, depremde
zarar gören yapıların daha sonra yıkımı sırasında yayılan tozun içinde asbest
tozu, lifler ve silis tozundan başka ağır metal ve boya tozları, küf mantarı tozları
da bulunmaktadır.
- 18.03.2004 Tarihli Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü
Yönetmeliği’nin, - Mülki Amirlerin Görevleri başlıklı madde 7/h’da, “Doğal afetler sonucunda
oluşacak atıkların yönetimi ile ilgili esasları belirlemek, bu amaçla Kriz Merkezi
oluşturmak ve olası doğal afetlere karşı önceden atık yönetim planlarını yapmak”; - Kriz Merkezlerinin Görevleri başlıklı madde 12’de, “Kriz Merkezi, a) Olası bir
doğal afet öncesinde, oluşabilecek atıkların yönetimiyle ilgili planlamalar
yapmakla, b) Oluşabilecek ak miktarı ile bunların kaldırılması ve taşınması için
gerekli araç-gereç ve ekipmanı belirlemekle ve kullanımıyla ilgili koordinasyonu
sağlamakla, c) Oluşacak akların depolanacağı uygun alanları Yönetmelikte
belirlen esaslara göre önceden tespit etmekle, mevcut depolama ve geri kazanım
tesisleri ile koordinasyonu sağlamakla görevlidir.”; - Yıkım İşlemleri başlıklı madde 19’da, “Yıkımı yapılacak yapılarda…
Çalışanların sağlığını ve güvenliğini korumak amacıyla, asbest içeren
malzemelerin kullanıldığı binaların yıkımı, sökümü, tamirat ve tadilat sırasında
…Asbestle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik
esaslarına uyulur”; - Tehlikeli Maddelerin Toplanması ve Bertarafı başlıklı madde 22’de,
“İnşaat/yıkıntı atıkları içerisinde bulunan asbest, boya, florasan, cıva, asit ve
benzeri tehlikeli atıklar diğer atıklardan ayrı olarak toplanır ve Tehlikeli
Atıkların Kontrolü Yönetmeliği hükümlerine göre bertaraf edilir” denmektedir.
- 25.01.2013 tarihli Asbestle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri
Hakkında Yönetmelikte; Madde 7’de, “…söküm, yıkım, tamir, bakım ve
uzaklaştırma işlerine başlamadan önce, asbest içerebilecek malzeme ve yerlerini
belirlemek için tesis, bina, gemi ve benzeri yapı ve sistemlerde inceleme yaparak
gereken tedbirler alınır.” hükmü yer almaktadır. Asbestle çalışma
yönetmeliğine uygun çalışma yapılmaması nedeniyle asbest tozlarının havaya
karışması, geniş çapta kanser ve solunum yolu hastalıkları riski ortaya
çıkacaktır. Enkaz depolamada çevre mevzuatı uygulanmadığı için civarda
yaşayan halkın, diğer canlıların ve ekosistemin zehirlenme ve hatta yok olma
tehlikesi ortaya çıkacaktır.
- Deprem bölgesinde, enkaz kaldırma, hasarlı binaların yıkımı, molozların
depolanması ve bertarafı işlemlerinde, yukarıda yer verdiğimiz yönetmeliklerle
mülki amirlere yüklenen görev ve sorumluluklara uyulması zorunlu iken vali,
kaymakam ve belediye başkanları bu görevlerinin hiçbirini yerine
getirmemiştir, getirmemektedir.
- Depremin ardından 24.02.2023 gün ve 32114 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan
126 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Yerleşme ve Yapılaşmaya İlişkin
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile deprem molozlarının nereye döküleceği konusunda düzenleme yapılmış ve,
“Afet alanlarından çıkan yıkıntı atıklarının dökümü, çevrenin korunmasına
ilişkin önlemler alınmak kaydıyla ilgili valilikçe belirlenen alanlara yapılır.
Yıkıntı atıkları, geri dönüşüme tabi tutulmak sureti ile ilgili standartları ve
gerekli şartları sağlayarak altyapı ve üst yapı yatırımlarında kullanılabilir. Bu
döküm sahaları ve bu sahalarda yapılacak iş ve işlemler ilgili mevzuatın
belgelendirmeye ilişkin hükümlerinden müstesnadır.” denilerek bu düzenleme
gereğince atıkların dökümü için belirleme yapma yetkisinin Valiliğe verilmiştir.
- Deprem sonrası Hatay ilinde belirlenen moloz döküm alanlarından birisi Antakya ilçesi, Narlıca Mahallesi 4053 ada, 39 parsel sayılı taşınmazdır ve bu taşınmazın içerisinde, çevresinde zeytinlikler bulunmaktadır. Narlıca Mahallesinde moloz dökümü ile zeytin ağacı kıyımı yapılmakta, büyük bir çevre katliamına sebep olunmaktadır. Yine Defne ilçesi, Koçören mahallesi 120 ada, 25 parsel sayılı zeytinlik tarla alanının da moloz döküm alanı olarak belirlendiği ve tepeden zeytinliklerin üzerine moloz dökümü yapıldığı tarafımızca tespit edilmiştir. Aynı şekilde Samandağ ilçesi, Yeşilköy’de de zeytinlik tarla alanı üzerine moloz dökümü yapıldığı tespiti yapılmıştır. Gaziantep/İslahiye’de üniversite inşaatı için istimlak edilen meralık alanlara moloz dökümü yapılmaktadır. Gaziantep/Nurdağı’nın molozları, İslahiye-Nurdağı yolu üzerinde Karaburçlu köyünün çok yakına bırakılmakta ve burada hiçbir önlem alınmadan demir ayrıştırması yapılmaktadır. Adıyaman’da molozlar, şehir merkezine 5 km uzaklıkta 3 köyün ortasına, Atatürk barajına dökülen Ziyaret çayının yakınındaki tepelik alana boşaltılmaktadır. Adıyaman’daki diğer moloz döküm sahası, Organize Sanayi Bölgesi’nin karşısında, mezarlığın yanındadır. Burada molozlar, yerleşim yerlerine yakın bir vadiye ve sulak alanın yakınına boşaltılmaktadır. Adıyaman’da 3. Moloz boşaltım sahası, kentin 15 km dışında Börgenek köyü yakınlarındaki meralık alandır. Malatya/Doğanşehir’de enkazlarda toplanan molozlar, Çığlık mevkiinde köylerin ve kayısı ağaçları bahçelerinin yakınında çöplük alana dökülmektedir. Malatya’da şehir merkezindeki enkazlardan toplanan molozlar, Mamürek’te köylerin çok yakınına boşaltılıyor. Malatya/Doğanşehir Polat köyünün molozları, Doğanşehir-Akçadağ yolu üzerinde meralık alana boşaltılmaktadır. Malatya/Doğanşehir Ören’de molozlar, yerleşim yerlerinin çok yakında ve çöp sahasına dökülmekte, çöplerle karışmaktadır. Kahramanmaraş/Elbistan’da molozlar, Elbistan çıkışında Nurhak yolu üzerinde meralık alana dökülüyor.
- 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında
Kanun’un 14. maddesinde zeytinliklere her çeşit hayvan sokulması, yerleşim
sahaları hariç, zeytin sahalarına en az bir kilometre yakınlıkta koyun ve keçi
ağılı yapılması dahi yasaklanmıştır. Kanun’un 17. maddesinin 1. fıkrası,
“Devlet; zeytinciliğin ıslahı, yeni zeytin dikim alanlarının tespiti, zeytin dikim ve
yetiştirilmesinin teşviki ile verimin artırılması, hastalık ve zararlılarla mücadele
ile ürün elde etmekte masrafları azaltıcı araç ve gereçlerin imal ve ithalinde
gerekli kolaylıkları sağlar.”; 20. maddesi, “Zeytinlik sahaları içinde ve bu
sahalara en az 3 kilometre mesafede zeytinyağı fabrikası hariç zeytinliklerin
vegetatif ve generatif gelişmesine mani olacak kimyevi atık bırakan, toz ve
duman çıkaran tesis yapılamaz ve işletilemez. Bu alanlarda yapılacak
zeytinyağı fabrikaları ile küçük ölçekli tarımsal sanayi işletmeleri yapımı ve
işletilmesi Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının iznine bağlıdır.
Zeytincilik sahaları daraltılamaz. Ancak, belediye sınırları içinde bulunan
zeytinlik sahalarının imar hudutları kapsamı içine alınması hâlinde altyapı ve
sosyal tesisler dahil toplam yapılaşma, zeytinlik alanının % 10’unu geçemez.
Bu sahalardaki zeytin ağaçlarının sökülmesi Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığının fenni gerekçeye dayalı iznine tabidir. Bu iznin verilmesinde,
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına bağlı araştırma enstitülerinin ve
mahallinde varsa ziraat odasının uygun görüşü alınır. Bu hâlde dahi kesin
zaruret görülmeyen zeytin ağacı kesilemez ve sökülemez. İzinsiz kesenler veya
sökenlere ağaç başına altmış Türk Lirası idarî para cezası verilir.”
hükümlerini içermektedir. Görüldüğü gibi zeytinliklere moloz dökmekle 3573
sayılı yasaya aykırılık oluşturmaktadır.
- Zeytin ağacı derken, Hititleri, Yunanları, Romalıları, İsa’nın havarilerini,
Türklerin Anadolu’yla gelişini gören, Pir Sultan’ı, Karacaoğlan’ı bilen ölümsüz
bir ağaçtan söz ediyoruz, kutsal kitapların hepsinde adı geçen bir ağaçtan söz
ediyoruz. Zeytin ağacı (Olea Europea) ağır büyümesine karşın çok uzun ömürlü
ve dayanıklı bir ağaçtır, 2000 yıl kadar yaşadığı ve meyve verdiği bilinmektedir.
Bu nedenle adı mitoloji ve botanikte “ÖLÜMSÜZ AĞAÇ” tır.
Yüzyıllarca bu toprakların insanları zeytinyağı ile aydınlatmıştır karanlıkları,
kandillerin yağı olmuştur zeytin yağı, hastalara ilaç olmuştur, yaralar zeytinyağı
ile sarılmıştır ama ondan da önemlisi zeytin ve zeytinyağı onların karnını
doyurmuştur.
İklim krizlerinin yaşandığı, ekolojik dengenin hızla bozulduğu günümüzde,
önümüzdeki yıllarda insanlık için en can alıcı sorun gıda yeterliliği olacaktır.
Bir ülkenin tarımsal ve hayvancılık üretiminde kendine yetmesi en büyük
zenginlik kabul edilmektedir. Çevresel bozulmanın, iklim değişikliğinin ve
sürdürülebilir olmayan kalkınmanın, mevcut ve gelecek nesillerin yaşama hakkı
da dahil insan haklarından yararlanmalarına engel teşkil edebilecek en ciddi ve
acil tehdit oluşturduğu kabul edilmektedir. Böyle bir durumda zeytinlikleri
korumanın önemi çok artmıştır ve tam da bu nedenle zeytinlik alanlara yapılan
moloz döküm işlemin hemen durdurulması ve buna izin veren Koordinatör Vali,
Belediye Başkanı ve tespit edilecek tüm sorumlular hakkında soruşturma
yapılması için başvuruda bulunuyoruz.
- Yukarıda şüpheliler kısmında görevlerinden dolayı isimlerine yer
verdiğimiz şüpheliler ve tespit edilecek diğer tüm şüpheliler, yalnızca zeytinlik
alanlarda moloz depolanması sebebi ile değil, tüm depolama alanlarında ve
baştan sona tüm enkaz kaldırma faaliyetinde kanun ve yönetmeliklere aykırı
hareket etmektedirler. Enkaz molozları, insanların yaşam alanlarının, geçici
barınma alanlarının, verimli tarlaların hemen yanına ya da üzerine
boşaltılmaktadır. Enkazların yönetmeliklere riayet edilmeden, hiçbir tedbir
alınmaksızın kaldırılması, taşınması, ayrıştırılması ve depolanması başından
itibaren usulsüz işletilen bir sürece ve başlı başına insanların yaşam hakkına ve
çevre hakkına aykırılık teşkil etmektedir.
- Anayasa m. 56’ya göre: ” Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama
hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak, çevre
kirlenmesini önlemek, devletin ve vatandaşların ise ödevidir.” Anayasa
Mahkemesi de AYM, 2011/110E., 2012/79K. 24.5.2012T. sayılı ilamında:
“Sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkı, getirilecek kuralın, ekonomik,
bürokratik ve fiili yükümlülüklere yol açacağı ve üretim faaliyetlerinin
etkileneceği gerekçeleriyle vazgeçilecek haklardan değildir,” demektedir.
Yine AYM’nin 2006/99E., 2009/9K. 15.01.2009T. sayılı ilamında ise;
“Günümüzde çevrenin kirlendikten veya bozulduktan sonra eski hale
getirilmesinin çok külfetli olması, hatta kimi durumlarda olanaksız bulunması
nedeniyle, kirlenen çevreyi temizleme veya bozulan çevreyi onarma yerine,
olumsuz etkileri baştan önlemenin yöntemleri aranmalıdır, denilmiştir.
2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 3. Maddesinde de, “Başta idare, meslek odaları,
birlikler ve sivil toplum kuruluşları olmak üzere herkes, çevrenin
korunması ve kirliliğin önlenmesi ile görevli olup bu konuda alınacak
tedbirlere ve belirlenen esaslara uymakla yükümlüdürler.” kuralı yer
almaktadır.
- Kamu Kurumları ve İdari Makamlar, Anayasaya ve Kanunlara uymakla
yükümlüdürler, hizmetlerini yaparken yasaya ve anayasa uygun
davranmalıdırlar. Yine 7 Ekim 2021 tarihinde Cumhurbaşkanı Kararı ile
onaylanarak kanun hükmünde bağlayıcı bir uluslararası sözleşme halini alan
Paris İklim Anlaşması uyarınca, Türkiye Cumhuriyeti iklim krizi ile mücadelede
uluslararası yükümlülükleri de olan bir ülke konumundadır. Hiçbir olağanüstü
hal kararnamesi, hiçbir yetkilinin anayasa, uluslararası anlaşmalar ve
kanunlardan doğan yükümlülüklerini ortadan kaldırmaz. Bu kapsamda
24.02.2023 gün ve 32114 sayılı Resmî Gazetede yayınlanan 126 sayılı
Olağanüstü Hal Kapsamında Yerleşme ve Yapılaşmaya İlişkin
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile enkaz kaldırma ve diğer konularda valilere
verilen yetkiler de hala anayasa, uluslararası anlaşmalar ve kanunlar ile
sınırlıdır. Valilerin ve diğer yetkililerin bunlara uyma yükümlülüğü ortadan
kalkmamıştır.
- Yukarıda sözünü ettiğim moloz dökme işi Türk Ceza Kanuna göre suç
oluşturmaktadır. Türk Ceza Kanunu’nun 181/1 – Çevreye kasten zarar verme,
belirlenen teknik usullere aykırı olarak, çevreye zarar verecek şekilde hava,
toprak ve suya kasten zarar veren kimse altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
TCK 181/3; Atık veya artıkların toprakta, suda veya havada kalıcı özellik
göstermesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza iki katı kadar
artırılır.
TCK 181/4; Bir ve ikinci fıkralarda tanımlanan fiillerin, insan veya hayvanlar
açısından tedavisi zor hastalıkların ortaya çıkmasına, üreme yeteneğinin
körelmesine, hayvanların veya bitkilerin doğal özelliklerini değiştirmeye neden
olabilecek niteliklere sahip olan atık veya artıklarla ilgili olarak işlenmesi
halinde, beş yıldan az olmamak üzere hapis cezasına ve bin güne kadar adlî
para cezasına hükmolunur. Maddeleri gereğince şüpheliler hakkında soruşturma açılmalı ve suçlular cezalandırılmalıdır.
- Anayasa’nın 56.maddesinin vatandaşlara verdiği hak ve ödevlerden yola çıkarak, yukarıda belirtilen “tespit edilen suçlar” ve açıklamalarda sıralanan gerekçelerden dolayı şüphelilerden şikayetçiyiz ve açılacak kamu davasına müdahil olma talebimiz olacaktır.
SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda açıklanmış olan fiiller sebebiyle, yukarıda
isimlerini yazdığımız şüphelileri ile özellikle enkaz molozlarını taşıma işlemleri
sırasında yönetmeliklere aykırı hareket eden kimlikleri soruşturma
makamlarınca tespit edilebilecek taşıyıcılar ile diğer tüm şüpheliler hakkında
ivedilikle soruşturma başlatılması;
- Soruşturma kapsamında öncelikle işbu suçların işlenmeye devam
edilmesinin ÖNLENMESİ için tespit edebildiğimiz,
– Antakya İlçesi, Narlıca Mahallesi 4053 ada, 39 parsel sayılı taşınmazda
bulunan zeytinlik alana,
– Defne İlçesi, Koçören Mahallesi 120 ada, 25 parsel sayılı taşınmazda
bulunan zeytinlik alana,
– Samandağ İlçesi, Yeşilköy Mahallesi 1741 ada, 6 parsel sayılı
taşınmaza,
-Samandağ İlçesi, Yeşilköy Mahallesi 1754 ada, 7 parsel sayılı taşınmaza,
– Samandağ İlçesi, Çiğdede Mahallesi, 924 ada, 27 parsel sayılı taşınmaza,
-Samandağ İlçesi, Çamlıyayla Mahalles 3262 ada,1 parsel sayılı
taşınmaza,
– Altınözü İlçesi, Enek Mahallesi, 336 ada, 215 parsel sayılı taşınmaza,
– Altınözü İlçesi, Kamberli Mahallesi, 166 ada, 29 parsel sayılı taşınmaza,
– Altınözü İlçesi, Kamberli Mahallesi, 162 ada, 9 parsel sayılı taşınmaza,
– Antakya İlçesi, Güzelburç Mahallesi, 3086 ada, 8 parsel sayılı
taşınmaza,
– Belen İlçesi, Bakras Mahallesi, 79 parsel sayılı taşınmaza,
– Belen İlçesi, İssume Mahallesi, 1556 ada, 41 parsel sayılı taşınmaza,
– Arsuz İlçesi, Karahüseyinli Mahallesi, 239 parsel sayılı taşınmaza,
– İskenderun İlçesi, Bekbele Mahallesi, 2976 ada, 2 parsel sayılı
taşınmaza,
– Kırıkhan İlçesi, Karataş Mahallesi, 4 parsel sayılı taşınmaza,
– Kırıkhan İlçesi, Acemli Mahallesi, 120 ada, 2 parsel sayılı taşınmaza,
– Kırıkhan İlçesi, Toklucu Mahallesi, 19 parsel sayılı taşınmaza,
– Kırıkhan İlçesi, Ceylanlı Mahallesi, 500 ada, 4 parsel sayılı taşınmaza,
– Belen İlçesi, Kıcı Mahallesi, 1073 parsel sayılı taşınmaza,
– Gaziantep/İslahiye’de istimlak edilen üniversite arazisine,
– Gaziantep’te İslahiye-Nurdağı yolu üzerinde Karaburçlu köyü yakınına,
– Adıyaman’da Atatürk barajına dökülen ziyaret çayının yakınındaki tepeye,
– Adıyaman’da Organize Sanayi Bölgesi’nin karşısında, mezarlığın yanına,
– Adıyaman’da Börgenek köyü yakınındaki meralık alana,
– Malatya/Doğanşehir’de Çığlık mevkiine,
– Malatya/Mamürek’te köylerin yakınında düzlük alana,
– Malatya’da Doğanşehir-Akçadağ yolu üzerinde, Polat köyü yakınlarında meralık alana,
– Malatya/Doğanşehir Ören’de yerleşim yerlerinin yakınına,
– Kahramanmaraş/Elbistan’da, Elbistan çıkışında Nurhak yolu üzerinde meralık alana
ve tespit edilecek diğer tüm taşınmazlara USULSÜZ MOLOZ DÖKÜLMESİNİN
ACİLEN DURDURULMASI,
- Çevre mevzuatlarına ve asbestle çalışma yönetmeliğine uyulmadan yapılan USULSÜZ ENKAZ KALDIRMA ÇALIŞMALARININ DURDURULMASI,
- Soruşturma sonucunda kişiler hakkında yürütülecek soruşturma sonunda
kamu davası açılması ve CEZALANDIRILMALARI, talep olunur.
TARİH :