Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın Hatay il bütününün deprem sonrasında planlanması işini yapmak üzere görevlendirdiği işin yüklenicisi Mimar Bünyamin Derman ve ekibinin Hatay’ın yeniden yapılandırılması konusundaki anlatım ve sunumları, toplantı salonunu dolduran yüzlerce Hataylı’yı tatmin etmedi. Hataylı’lar kentlerinin ve gayrimenkullerinin akibeti konusunda kaygılı…
TOPLANTIYA YOĞUN İLGİ
6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli meydana gelen felaketin ardından tarihi değerleri ve onbinlerce binasıyla yokolan Hatay’ın yeniden yapılandırma planlanması işini yapmak üzere Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın görevlendirdiği Derman Mimarlık özel şirketin sahibi Mimar Bünyamin Derman ve çalışma ekibinin sunumuna İstanbul’daki Hataylı’lar tarafından yoğun ilgi gösterilirken Hataylı’nın beklentisini karşılayamadı.
KENTLERİNİN GELECEĞİ İÇİN DİKKATLE DİNLEDİLER
28.04.2023 tarihinde, Kadim Antakya Dostları Platformu, Hatay Ortak Meselemiz Konseyi ve Yeniden Antakya Platformu’nun daveti ve çağrısıyla Şişli Belediyesi Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde düzenlenen toplantıda, tıka basa doldurdukları 150 kişilik salondan taşan yüzlerce Hataylı, Derman Mühendislik ve çalışma ekibinin Hatay hakkındaki yeniden yapılandırma planlamalarını merak ve ilgiyle izlediler.
BİLİNEN KONULARIN ANLATIMI SORU-CEVABA YETERLİ ZAMAN BIRAKMADI
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın Hatay il bütününün deprem sonrasında planlanması işini yapmak üzere görevlendirdiği işin yüklenicisi Mimar Bünyamin Derman ve ekibindeki İTÜ Mimarlık Fakültesi’nden Prof. Dr. Aliye Ahu Gülümser Akgün, Tuna Han Koç ve KEYM firmasından İsmail Çakal, planlanan 3 buçuk saatlik toplantı zamanının tamamına yakınını Hataylı’ların asıl merak ettikleri ve öğrenmek istedikleri konuların dışında daha çok bilinen konulardan bahsedilmesiyle öğrenmek istedikleri konularla ilgili soru yöneltmeye yeterli zaman kalmaması endişelerini gideremedi.
HATAYLI, GAYRİMENKULLERİNİN YAPILANDIRMADAKİ AKİBETİNİN NE OLACAĞINI ÖĞRENEMEDİ
Toplantının moderatörlüğünü yapan Kadim Antakya Dostları Platformu (KADOP) temsilcisi Murat Tenekecioğlu’nun, toplantının sunumunun önemli konuların dışındaki kısımların kısa kesilerek soru-cevap kısmına daha çok zaman ayrılması ya da toplantının uzatılarak katılımcıların yönelteceği soruların yanıtlanarak yeterince bilgilendirilmesi gerekliliği konusundaki defalarca yaptığı uyarıyı dikkate almayan konuşmacıların anlatımlarını asıl meselenin dışındaki bilinen ve internet ortamında ulaşıbalicek konularla sürdürmeleri, kaygılarının daha da artmasıyla beklenen asıl bilgilendirmenin adeta geçiştirildiği kanaatinin oluşmasına neden oldu.
KAFALARDAKİ SORULARA YANIT BULMA FIRSATI OLMADI
Toplantıya katılan Hataylı’lar, başta Antakya olmak üzere Samandağ, İskenderun gibi yıkımın yoğun olduğu yerlerdeki yıkılan bina yerlerinin akibetinin ne olacağı, nasıl bir imar planı uygulanacağı, şehrin nasıl yapılandırılacağını, hak kaybının olup olmayacağı gibi çok önemli ve haklı sorularının yanıtını alamamanın üzüntüsünü yaşarken, bir oldu bittiyle karşılaşmanın endişesiyle Antakya’daki gayrimenkullerinin akibetinin ne olabileceği, nasıl ve nerede hangi koşullarda gerçekleştirilebileceği konusundaki sorularının net bir karşılık bulmadığı gözlendi.
KONUŞMACILARIN HATAYMASTERPLAN YOL HARİTASI
Çok sayıda Hataylı’nın merakla ve dikkatle dinlediği toplantıda Derman Mimarlık’ın Hatay Masterplan yol haritasının il konuşmacısını Aliye Ahu Gülümser Akgün oldu.
Akgün, Türkiye ve deprem bölgesinin gelişme dinamiklerine ilişkin sunumunda, Türkiye’in yüzde 54’ünün duyarlı yöre olduğunu, Sürdürülebilirlik, bütünleşik afet yönetimi ve dirençli kentler temel ilkeleri olduğunu, kentsel hizmet kademelenmesi açısından Hatay’da turim, sanayi, tarım sektörlerinin yer aldığını ve tarım açısından rekabet konunusunun önemli olduğuna dikkat çekti.
Hatay’ın Türkiye’nin ithalat-ihracat merkeziyle giriş- çıkış merkezi olarak önemli bir kenti ve 4. kademede merkez olarak görüldüğünü kaydederek Hatay’ın büyük ölçekli turizm orakları ile üretim odaklarının ön planda olduğunu ifade etti.
HER ZAMAN EŞSİZ KENT ANTAKYA İLE İKİNCİ TOPLANTI
Toplantının konuşmacılarından İsmail Çakal, Hatay’ın her zaman eşsiz bir kent olduğunun öneminin altını çizerek başladığı sözleriyle analizlerin devat ettiğini ve bu aşamada bir mevcut durum değerlendirmesi niteliğinde olduğunu belirterek, bu toplantı sürecinin yerel halkla yapılan ikinci toplantısı olduğunu ifade ederek yapılması düşünülen çalıştaylardan bahsetti.
“Hatay ili afetsellik durumu” haritasını da paylaşarak “çoklu afet” durumunu da anlatan Çakal, düzenlenen ilk toplantıdan da halkın haberdar olmadığını belirtti.
Amik Ovası için geliştirilen “yeşil altyapı” yaklaşımı açıklayan Çakal, 2018 yılı mikrobölgeleme analizine göre; alanın tamamı önlemli alan, büyük bir kısmında da sıvılaşma potansiyeli söz konusu olduğunu, koruma planı sınırları içindeki tescilli yapılardan bahsederek, sadece tescilli yapılar değil, tarihi kent dokusunun tümünün korunmasına dair bir yaklaşım olduğu söyledi.
Çakal, tasarım kodlarının kentin referanslarına göre belirleneceği, uygulamanın en kolay kısmı olduğu belirterek sözlerini tamamladı.
TUNAHAN KOÇ KÜLTÜREL EKOLOJİ BİLGİLERİ VERDİ
Toplantının konuşmacılarından Tuna Han Koç ise Antroposen çağı, kültürel ekolojiye ilişkin bilgi vererek Asi Nehri kent geçişi, su kimliği ve su alt bölgeleri, Asi Nehri’nin temizleneceği bölgenin buradaki vadi tabanında yer aldığı bilgisi aktardı.
Amik Ovası üzerinde kurulu havalimanının taşınması konusunun gündeme geldiği, fakat bölgenin genel depremsellik düzeyi sebebiyle taşınması konusunda çekinceler olduğu belirtti.
Koç, Amik Gölü’nün varlığı ve yokluğunun Hatay’ın ekolojik yapısı açısından ne anlama geldiği, bu coğrafyaya özgü kuş türlerinin fotoğrafları ile anlattı.
Amik Ovası üzerindeki höyükler, Amik Ovası’nın her zaman terkedilmiş olması, kuzeyde yer alan arkeolojik alanların çevresinin arkeopark ve deneyim alanı olarak tasarlanması, nehir kenarına yapı yapılmaması gerektiğine dikkat çekti.
İŞİN YÜKLENİCİSİ BÜNYAMİN DERMAN, FAY HATTIYLA ZEMİNE DİKKAT ÇEKTİ
Yüklenici firma yetkilisi Galip Derman, yaptığı konuşmasında Antakya ve Defne’de fay hattı – tarihi kent örtüşmesi durumu ile dere yatakları tehlike haritası, “zemin sıvılaşma potansiyeli haritası” üzerinde bilgilendirmede bulunarak dere yataklarının ihyası konusuna dikkat çekti.
27 Nisan 2023 tarihli bir Kurul toplantısından bahseden Derman, bu toplantıda “kat adedi değil siluete dair” kararları alındığı belirterek “aynı tarihi yapıyı nasıl depreme dayanıklı yapabiliriz?” sorusundan hareketle, bir anlamda bir “statik anayasa”ya ihtiyaç olduğunu anlattı.
Derman, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile görüşülerek “TOKİ projesi” olarak anılan Emek-Aksaray mahallelerine ilişkin projenin durdurulduğu bilgisi verildi. İlk uygulamanın bu alandan başlamasının düşünüldüğü belirtti.
Derman, daha sonra şu konu başlıklara dikkat çekti;
Tescilli – tescilsiz ayrımı olmaksızın, doku bütününün korunmasının hedeflendiği söylenildi. Bir soruya cevap verilirken, “korumanın teknik ve statiği ilgilendiren bir konu olduğu” ifade edildi.
Amik Gölü’nü yeniden yaratmak ve Hatay Havalimanı konularının birlikte düşünülmesi gerektiği
düşüncesi ifade edildi.
3. Çevre yolu hattından bahsedildi, fakat Hataylıların bu çevre yoluna dair bir bilgisi olmadığı anlaşıldı. Bahsedilen çevre yolunun, Hatay Büyükşehir Belediyesi’nin 1/100.000 ölçekli planında mevcut çevre yolunun batısında oluşturulan yeni bir yol olduğu bilgisi alındı. Tarihi kent merkezinin yayalaştırılması.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan gelen, anıt eserlere ilişkin tüm rölövelerin haritaya işlenmiş olduğu, İdari yapıların 2. Çevre yolu üstünde belirlenen 3 merkeze dağıtılması, mevcut merkezdeki yoğunluğun azaltılması, Projenin hayata geçme süresinin en az 10 yıl olduğunun düşünüldüğü, planlama ve kentsel tasarım sürecinin ise 1 yıl süreceği belirtildi.
“Dere yataklarında sosyal donatı alanları yapılacağı” ifade edildi. üm kentin 3D modellemesi yapıldı, anıt eserlerin detaylı modellemesi üzerinde çalışılıyor. Her mahallenin yerinde dönüşümünün hedeflendiği belirtildi. Kentin parsel değil yapı adası bazında dönüşümünün düşünüldüğü ifade edildi.
Roma köprüsünün “yeniden ihyası” ile Uzun Çarşı’nın Asi Nehri’nin karşısına, batı yakasına yaya aksıyla bağlanması (Burada Antakya Köprübaşı kent Meydanı proje yarışmasının birincilik derecesini alan Ervin Garip’in projesinin bazı değişikliklerle plana dahil edileceği açıklandı. Kent girişinde bir deprem müzesi düşüncesi. Tarım ve sanayi bölgesinin birleşmesine ilişkin bir örnek paylaşılarak toplantının sunum ve anlatım kısmı tamamlanarak soru-cevap bölümüne geçildi.
TOPLANTIDA ANLATILAN BİLGİLER İLGİLİ BAKANLIKLARDA VAR
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın Hatay il bütününün deprem sonrasında planlanması işini yapmak üzere görevlendirdiği işin yüklenicisi Mimar Bünyamin Derman ve ekibinin oplantıda konuşulan ve sunumu yapılan bilgilerin tamamına yakını ilgili bakanlık arşivlerinden alındığı, özel bir çalışma ürünü, yeni ve güncel olmadığı şeklinde değerlendirilirken, kısmen bilgilerle ölüm-kalım ve yıkılan binalarla ilgili bilgilerin güncel olduğu bu bilgilerin de zaten herkes tarafından bilindiği gibi internet ortamında da ulaşibalimir bilgiler olduğu gözlendi.
TOPLANTININ 45 DAKİKALIK SORU-CEVAP BÖLÜMÜ
Oldukça uzun süren sunum ve konuşmaların ardından yeterli bulunmayan soru-cevap kısmında ise belli başlı soru başlıkları ise şöyle oldu:
Yerel halkla uzlaşma, diyalog, şeffaf bir süreç ihtiyacı var. Bunun nerede ve nasıl olacağı en önemli konu iken bu toplantılar ve kurulacağı belirtilen ofis Antakya’da olması gerektiği belirtilirken, bu iletişimin esas kurulması gereken insanların şu anda Antakya’da çadırda yaşam mücadelesi verdikleri ifade edildi.
Önerilen planlama yaklaşımı ve kararlarının uygulanmasına ilişkin bir taahhüt verip veremeyecekleri. Hatay’ın planlanması işinin bu ekibe verilmesi sürecinin detayları. 6306 sayılı yasa kapsamında yapılan “riskli alan” ilanının yerel halkın “mülkiyet hakkı” açısından getirdiği riskler. Çalışmanın finansmanının nasıl sağlanacağı. Moloz döküm sahalarının yer seçiminin doğal alanlarda, zeytinliklerde neden olduğu geri dönüşü olmayan sorunlar. Bu sorunların planlama sürecinin hedefleri arasında açıklanan yeşilin sürdürülebilirliği ilkesiyle ilişkisi. Yerel halkın “geri dönmek” isteği, beklentisi, kararlılığı. “Kültür yolu” ve burada önerilen “tarihi merkez” benzerliği. Antakya’da hasar tespitinin yapım sürecinde tespit edilen hatalar.
BAZI ÖNE ÇIKAN SORU BAŞKILKALIR İSE ŞÖYLE;
“her neyse kadim bir kent”
“yeni bir kent biçimi”
“Medeniyet buluşması HUB’ı”
“harita üzerinde bakınca can yakıcı”
“bunlar zaten internette görülebilecek şeyler” – Matrakçı Nasuh, 16. yy, Asi Suyu Köprüsü dışında başka çalışmalardan ödünç alınan harita, şema, fotoğraflarda kaynak gösterimi yapılmamış.
“Amik Ovası’nı kaçak yapılardan arındırmak”
“eski dokuyu yeni yerde kullanmak”
“6306 ile bugüne kadar kimin mülkü alınmış?”
“ihya” ve “yeniden ihya”
“Mustafa Kemal Caddesi 1980 yılında açıldı.”
“kent yeniden kurulurken”
“tarihi kentin izlerinden doğan yeni kent”
“Antakya’daki restorasyonların tamamı hatalı; makyaj ya da kaplama.”
“Antakya, Diyarbakır – Sur’a dönmeyecek.”
“Üç deprem geçirmiş bir yapı, hasarsız olamaz.”
“depremi avantaja çevirme” gibi…